28 Şubat 2011 Pazartesi

Beşiktaş !

ben bir Beşiktaş'tır tutturmuşum.. oh ne iyi..
Beşiktaş'lı içkiler içip sarhoş oluyorum ne güzel,
hoşuma gitmiyorsa rengi denizlerin,
biraz Beşiktaş sürüyorum güzelleşiyor,
şarkılar söylüyorum, şiirler yazıyorum Beşiktaş üstüne,
saatim her zaman Beşiktaş’a beş var
ya da Beşiktaş’ı beş geçiyor..
ne yana baksam gördüğüm o,
gözümü yumsam aklımdan Beşiktaş geçiyor..

bana sorarsanız mevsimlerden Beşiktaşdayız,
günlerden Beşiktaşertesidir,
odur gün gün beni yaşatan,
onun siyahı sarmıştır sokakları,
onun beyazıdır şafakta gördüğüm, akşam kızıllığında o..

başkasını övmeyin yanımda gücenirim,
Beşiktaş’ı övecekseniz ne ala, oturabilirsiniz,
bir kadehte sizinle içeriz Beşiktaş'lı,
iki laf ederiz, onu siz de seversiniz benim gibi,
ama yağma yok Beşiktaş’ı size bırakmam,
alın tek kat elbisemi size vereyim,
cebimde bir on liram var onu da alın gerekirse,
ben Beşiktaş'ı düşünürüm, üşümem
üç kere adını tekrarlarım, karnım doyar,
parasızlık da bir şey mi,
ölüm bile kötü değil Beşiktaşsızlık kadar..

ona uğramayan gemiler batsın,
ondan geçmeyen trenler devrilsin,
onu sevmeyen yürek taş kesilsin,
kapansın onu görmeyen gözler,
onu övmeyen diller kurusun,
iki kere iki dört elde var Beşiktaş
bundan böyle dünyada;
aşkın adı Beşiktaş olsun..

24 Şubat 2011 Perşembe

Özgürlük !!

Türkiye Cumhuriyeti..
Şimdi olanlara bakıyoruz;
Ülkenin içinde bulunduğu yasaklar o kadar çok ki, bireysel kitlesel özel ve tüzel her alanda yasaklar ülkesi..
Hangisini nerden çözmeye kalksan bir el onlara dokunma diyor..
* Kürt'ler anadil'de eğitim, kesin ateşkes ve genel kültürlerini özgürce yaşamak istiyorlar!
* Alev'i kardeşlerimiz zorunlu din dersi istemiyor, ibadetlerini özgürce yaşamak istiyor!
* Başı örtülü kardeşlerimiz eğitimlerini, çalışmalarını yasak ve baskı görmeden özgürce yaşamak istiyor!
Dikkatinizi çektimi? 3 kesimin 3 talebinde istedikleri şey esasen 'ÖZGÜRLÜK'
Peki bu insanlar bu özgürlüklerden yoksun olduğu sürece siz yaşadığınız ülkeye ÖZGÜR diyebilirmisiniz..
Ben diyemiyorum.
1921 yılında Mustafa Kemal Meclis konuşmasında Yeni Anayasayı insanlara anlatırken şu sözlerle başlıyor konuşmasına;
- Türkiye halkı 2 büyük kavimden oluşur Türk kavmi Kürt kavmi..
- Bu topraklarda azınlıklara geçmiş dönemlerde çok büyük haksızlıklar yapılmıştır, söz veriyoruzki Cumhurtiyet döneminde bunlar yok..
29 Ekim 1923 günü kurulan Cumhuriyetin Temelini oluşturan Anayasa 'ülkedeki her bireye' özgürlük vermekteydi..
Ne olduysa 1924 yılında yapılan yeni Anayasa bu söylemleri bir anda unuttu ve insanların hakları ellerinden alındı..
1925 Şeyh Said İsyanıyla başlayan 1938 Dersim'de Seyit Rıza isyanıyla tavan yapan Kürt Alevi isyanları bunun kanıtıdır..
1921 de o halklara verilen sözlerin 1924 te unutulması o insanları ÖZGÜRLÜK için savaşmaya itmiştir..
Bakıyoruz ki 1924 ten günümüze hiç bir ilerleme yaşanmamış..
Şu anda bile 'insanlar yasakların gölgesinde yaşıyor'..
Çok uzatmadan herkesin durup düşüneceğini bildiğim ve çok sevdiğim bir sözle son veriyorum..
'Özgürlük! yaşadığın değil, başka insanların yaşamaları için verdiğin mücadeledir..' Ernesto Che Guevera

Kadın

Bir Kadın üzerine ne yazabilirsiniz ?
Belki bir şarkı, türkü, makale, kitap yada şiir..
Belki de bunlarla onun kalbine giden yolun kapısını açmayı planlarsınız!
Belki de hiç umudunuzun olmadığı bir anda, bir umut olmasını istemektir bazen yaşama tutunma dalınız..
Peki bizler bunları isterken, bir Kadın'ın sizden ne istediğini düşündünüz mü hiç?
....
Bir Kadın;
- Benim sahip olduğum en büyük hazine; Ellerimi Sahibimmiş gibi tutan erkeğin elleridir..
Bir Murat;
- Kadın'ın kalbine giden yol El'leridir.. Ona sahip olmak istiyorsan önce El'lerini Elinmiş gibi sahiplen..
Bir Soru;
* Bir Kadın'a Seni Seviyorum demek mi özel? Bir Kadın'dan Seni Seviyorum'u duymak mı?